Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, 53 ilde çıkan 275 orman yangınının 272'sinin kontrol altında olduğunu belirterek, "(Milas yangını) Kanser gibi görünmeyen yerlerden yayılan ve bir noktadan çıkabilen bir yangınla karşı karşıyayız ama yoğun şekilde müdahale ediyoruz." dedi.

Bakan Pakdemirli, Muğla'nın Marmaris Orman İşletme Müdürlüğü Şehit Görkem Hasdemir Beldibi Yangın Ekip Binası'nda koordinasyon toplantısı öncesi yaptığı açıklamada, yangınlar tek ilde yoğunlaştığı için söndürme araçlarında şu anda önemli bir kapasite fazlası olduğunu söyledi.

Yangınlara havadan ve karadan müdahale edildiğini belirten Pakdemirli, "Orman yangınlarında 14'üncü gün. Şu ana kadar sıcak hava, rüzgar ve düşük nemin etkisiyle 53 ilde, 275 orman yangını çıktı ve 272'si kontrol altında." ifadesini kullandı.

Yunanistan'a geçici olarak gönderecekleri uçakların bir saat mesafede tekrar geriye çekilebileceğini anlatan Pakdemirli, AB'den gelen talep ve oradaki yangınların daha fazla olması sebebiyle hızlı şekilde hareket edildiğini vurguladı.

Uçakların hareket kabiliyetinin helikopterlere göre daha fazla olduğuna dikkati çeken Pakdemirli, şunları kaydetti:

"Atina'da bir yere müdahale eden uçağımız buraya 45-50 dakika içerisinde tekrar intikal edebilecek durumdadır. Bu anlamda da çok sayıda yangınlarda görevlendirilmeyen uçağımız olduğu için bu konuda da komşumuza yardımcı olmamız gerekiyor. Ormanlarımız sadece bizim ormanlarımız değil, dünyanın ormanlarıdır. Buradaki hem bitki hem de yaban hayatı tüm dünyaya ait. Elbette önce kendimizi düşüneceğiz, ama kapasite fazlamız varsa komşularımıza göndermekten imtina etmiyor olmamız lazım. Özellikle Yunanistan'daki yangınların boyutu ülkenin boyuna ve ülkenin ormanlık alanlarına göre çok ciddi boyutlara varmış durumda. Yerleşim yerlerine tehdidi ciddi boyutlara varmış durumda. Bu anlamda komşumuza bu 2 uçağın yardım anlamında gönderilmesi planlanmaktadır."

"9 İL, 27 İLÇE, 182 KÖYDE HASAR TESPİTİ YAPILDI"

Muğla'nın Milas ilçesindeki yangına havadan ve karadan müdahale edildiğine değinen Pakdemirli, "Aynen kanser gibi görünmeyen yerlerden yayılan ve bir noktada çıkabilen bir yangınla karşı karşıyayız ama yoğun şekilde müdahale ediyoruz. Köyceğiz'deki yangından yerleşim yerlerine önemli bir tehdit yok, havadan ve karadan etkin mücadele ediyoruz." diye konuştu.

Pakdemirli, hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü, 9 il, 27 ilçe, 182 köyde, 9 bin 51 çiftçinin hasar tespitlerinin yapıldığını vurguladı.

Son raporları paylaşan Pakdemirli, "Son çalışmalara göre 65 bin 124 dekar ekili dikili alan, 923 dekar sera, 404 büyükbaş, 4 bin 445 küçükbaş, 7 bin 797 arılı kovan, 29 bin 521 kanatlı hayvan, 6 bin 913 alet ve makine, 2 bin 687 ton depolu ürünler, 2 bin 401 tarımsal yapının zarar gördüğü tespit edildi." dedi.

Bakan Pakdemirli, Türkiye'de 275 orman yangına ilave olarak 219 kırsal yangına da müdahale ettiklerini söyledi. Yangınlara 15 uçak, 9 İHA, 62 helikopter, 1 insansız helikopter, 850 arazöz ve su tankeri 430 iş makinesi, 5 bin 250 personelle müdahale edildiğini kaydetti.

Pakdemirli, yangının ardından makilik alan temizliğinin de hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini vurguladı.

Köyceğiz'deki yangının "cehennem deresi" adı verilen vadinin hafif dışına taşma eğilimi gösterdiğini aktaran Pakdemirli, Bodrum Gümüşlük'teki yangına da havadan ve karadan müdahale edildiğini belirtti.

"YILDA 500 MİLYON FİDAN ÜRETİM KAPASİTEMİZ VAR"

BM bünyesindeki Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) iklim değişikliği raporuna göre yangın sayıları ve ilerleme hızının artmasında iklim değişikliğine etkisinin oldukça fazla olduğu bilgisini veren Pakdemirli, şöyle konuştu:

"Dün itibarıyla IPCC raporunun ilk bölümü yayımlandı. Rapor küresel ısınmanın hızı ve sonuçlarının büyüklüğünü ortaya koyuyor. Sanayi devriminden bugüne dünya ortalama sıcaklığı 1,2 derece arttı. Paris İklim Anlaması bunu 1,5 derece ile sınırlamayı hedefliyor ama rapora göre 20 yıl içerisinde bu sınıra ulaşılacak ve aşılacak. Sıcaklıktaki bu artış ile iklimde hızlı ve büyük ölçekte değişiklikler meydana geldi. Yaşadığımız aşırı yağış ve sel, yüksek sıcaklık ve yangınlar bunun neticesinde. İklim değişikliği üzerine su, tarım, orman gibi görev alanlarımızdaki tüm konularda detaylı çalışmalarımız ve eylem planlarımız mevcut. Bunları şartlara göre güncelliyor ve tedbirlerimizi de bu çerçevede netleştiriyoruz. Ülkemizde orman varlığını artırmak için 137 fidanlığımız var. Ağaçlandırma ve erozyonla mücadele için fidanlıkların yıllık üretim kapasitesi toplam 500 milyon fidan. Tohum stok merkezinde 3 milyar adet tohum mevcut. En zor günleri de dikkate alarak fidan ve tohum üretim planlarımızı yapıyoruz. 2021 yılı fidan dikim sezonu için 1000 farklı türde 273 milyon dikilmeye hazır fidanımız var. Güçlü bir altyapımız var. Ağaçlandırmada Avrupa'da birinci, dünyada da 4'üncü sıradayız. Dünyada orman varlığını artırmada 46'ncı sıradan 27'nci sıraya son 5 sene içinde çıktık. Yeşil vatanı güçlendirme için de bir altyapımız var."

ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELEDE EN YENİ TEKNOLOJİ KULLANILIYOR

Jandarma helikopterlerinin çok kısa sürede bambileri taşıyacak vaziyete geldiğini hatırlatan Pakdemirli, "10 jandarma helikopteri su atar ekipmanları taşıyacak vaziyete geldi. Bunlar her gün kullanacağımız hava araçları değil ama Türkiye'de akut dönemlerinin tekrar yaşanabileceğini düşündüğümüz zaman bu tarz kolay ulaşabilir kara, hava ve insan kaynağı güçlerine de ulaşabiliyor olmamız lazım." dedi.

Bakanlığın orman yangınlarıyla mücadelede en yeni teknolojileri kullandığına değinen Pakdemirli, şöyle konuştu:

"İlk müdahale son derece önemli. Böyle havalarda müdahale süreci uzadığı sürece yangınlar bazen önü alınamaz vaziyete geliyor. Kara araçların neredeyse hepsi bize ait. Bazen diğer kurumların itfaiye gibi araçlarını da kullandığımız oluyor. Hızlı değişen teknolojiyi yakalamak için hangi yöntem daha ekonomikse o yöntemi kullanıyoruz. Satın alıyor ya da kiralıyoruz. Yorulmadan dinlenmeden her bir karış ormanı korumak için canını hiçe sayan kahramanlarımız tüm milletimize güç veriyor. Aynı mücadele azmiyle yanan yerleri eski haline kavuşturacağız. Kötü bir hatıradan da yeşil bir gelecek meydana getireceğiz. Son ateş sönene kadar yanan her yer yeşile dönene kadar mücadeleye devam."

"YÜZDE 30'A VARAN MEYVELİ ORMAN AĞACI DİKİLECEK"

Pakdemirli, orman yangınlarıyla mücadelede ilk basamağın yangının çıkmasını önlemek olduğunu belirtti.

Yanan orman alanlarını mücadele yöntemine uygun şekilde ağaçlandıracaklarını belirten Pakdemirli, "Bu amaçla orman, yaban hayatı ve orman köylüsünün ekonomik kalkınması düşünülerek meyveli orman ağaçları da dikilecek. Yapılan ağaçlandırmada emniyet şeritleri oluşturulacak. Bu şeritler minimum 60-80 metre arası olacak. Bantlar halinde yangına dayanıklı türler dikilecek. Yerleşim yerlerine yakın yerlerde yangın koruma şeritleri oluşturulacak." diye konuştu.

Meyveli orman ağaçlarında dirençli türleri tercih ettiklerini belirten Pakdemirli, yüzde 30'a varan meyveli orman ağacı olacak, keçi boynuzu, mahlep, selvi, alıç, menengiç, incir ve ahlat gibi ağaçların bir yandan da orman köylüsüne gelir sağlayacağını ifade etti.

Pakdemirli, yangın bölgesinde yaraları sarmak için İl Tarım ve Orman Müdürlüklerinin ilk günden bu yana tüm imkanlarını seferber ettiğini vurgulayarak bu kapsamda il hasar tespit komisyonunun afetten etkilenen çiftçinin hasar kayıtlarını tuttuğunu anlattı.

Etkilenen tüm hayvanların tedavisinin özel ve devlet veterinerleri tarafından ücretsiz yapıldığını söyleyen Pakdemirli, "Belli bölgelerde geçici hayvan hastaneleri kuruldu, ücretsiz tıbbi tedavi, ilaç ve malzeme sağlanıyor. Yine bölgede hayvanların ihtiyacı olan kaba yem, kesif yem, yemlik, suluk, hayan barınma çadırları il müdürlükleri koordinasyonunda yürütülüyor." diye konuştu.

Yangından zarar gören vatandaşlara telef olan büyükbaş, küçükbaş hayvanları ile zarar gören arı kovanlarının tamamını hibe olarak karşılayacaklarını anlatan Pakdemirli, tarımsal faaliyetin sürdürülmesi maksadıyla tarımsal zararlara da belli miktar ödeme yapacaklarını anlattı.

"MİLLİ PARKLAR DA ARICILARIN KONAKLAMASINA AÇILACAK"

Bakan Pakdemirli, şöyle devam etti:

"Maalesef fazlasıyla bilgi kirliliği mevcut. 'Çam balı bitti, arılar öldü' diye şeyler söyleniyor. Arıların çoğu yaylada olduğu için aslında hasar çok az. Ancak geriye nasıl döneceğiz. Döndüğümüzde ormanlık alanlar azaldığı için buradaki popülasyonu nasıl sağlıklı bir şekilde sürdüreceğiz gibi sorular var. Arıcılarımız endişe etmesin, cesaretleri kırılmasın. Yangınlardan etkilenen arıcılara kovan desteğini yüzde 100 artırarak sürdüreceğiz. Yangından zarar gören tespit ettiğimiz ve etmeye devam ettiğimiz çam balı üreticilerimize de 30 lira bölü kilo bal üretim desteği vereceğiz. Çam balı üretim alanına alternatif olarak milli parkları müsaade etmiyorduk, milli parklar da arıcıların konaklamasına açılacak."

"Kamuoyunda uçak neden satın alınıyor, hava araçları neden kiralanıyor" gibi şeylerin olduğunu belirten Pakdemirli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Orman Teşkilatı Yönetim, hava araçları hariç tüm hava araçları, yangın söndürme hava araçları ezelden beri 30 seneden fazladır kiralama yöntemiyle hizmet alımı yöntemine gidilmiş. Envantere de alınabilir, kiralama da olabilir. Kiralamadaki maksat şudur. İster istemez bu havanın kullanım yoğunluğu yılın 3-4 ayına yoğunlaşıyor. Kalan 8 ayda bu hava araçlarını boş yatması bu işin satın alınmasını çok pratik kılmayabiliyor. Bugüne kadar kiralama yöntemine gidilmiş ama 2019'dan itibaren envantere uçak alınmasıyla alakalı bir çalışma yürütüyoruz. İleriye dönük sezonluk kiralamalarda belli risklerin olabileceğine dair hissiyatımız var. Bu anlamda envantere uçak alım çalışmaları sürüyor. Hava araçlarının geneli Özal'dan beri 40 senedir kiralamayla gitmiş. Arkasında yatan mantık 4 ay çalıştırdığınız, 8 ay da çalışmayacak olan hava araçlarını ve hava filosunu korumak, bunu işletmek ve bununla ilgili pilot istihdamı yapmak, kamuda bunları yapmak daha zor olduğu için bu şekilde gidilmiştir. Bununla alakalı ciddi bir sektör de oluşmuş durumda. Bu sezon da çıktık kiralama yaptık bize yeterince hava aracı kiralayamadık gibi bir durum bugüne kadar oluşmamış. Burada bir pazar da oluşmuş durumda. Türkiye'de tedarikçiler de oluşmuş durumda. 20 seneyi aşkın bu konuda hizmet veren tedarikçiler de oluşmuş durumda. Bu, şimdilik böyle gediyor. Hem bizim aldığımız ya da kiraladığımız ayrıca da kamuda bulunan diğer stoklara da göz gezdirmemiz gerekiyor."