Terör örgütü DHKP-C’nin sözde Türkiye sorumlusu Kamile Kayır’ın yargılandığı davada mahkeme, Kayır’ı ‘silahlı terör örgütü yöneticisi olmak’ suçundan 16 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı.

İstanbul’da silahlı terör örgütü DHKP-C’ye yönelik düzenlenen operasyonlarda ‘gri’ kategoride aranırken yakalanan örgütün sözde Türkiye komitesi sorumlusu Kamile Kayır’ın da arasında bulunduğu 10 sanıklı dava karara bağlandı. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Kamile Kayır, başka suçtan tutuklu Dursun Göktaş ve sanık avukatları salonda hazır bulundu. Duruşmaya diğer tutuklu sanık Alişan Gül ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Mahkeme, sanık Doğan Karataştan’ın dosyasının celse arasında ayrıldığını belirtti.

16 yıl 3 ay hapis cezası

Alınan savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Kamile Kayır’ı ‘silahlı terör örgütü yöneticisi olmak’ suçundan 16 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanıklar Yeliz Kütük ile Dursun Göktaş’ı ise ‘terör örgütü üyesi olmak’ suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırdı.

Sanık Alişan Gül’ü ‘silahlı terör örgütü üyesi olmak’ ve ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptıran ve sanık Göktaş’ı ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘görevi yaptırmamak için direnme’ suçlarından 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptıran heyet, bu suçlara ilişkin hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

Mahkeme, sanık Fatih Özgür Aydın’ın bu mahkemede isnat edilen suçtan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı gerekçesiyle dosyasının ayrılmasına hükmetti, ayrıca sanıklar Leyla Aracı, Şafak Yayla, Mahir Bektaş, Elif Sultan Kalsen’in öldüğünün tespit edilmesi nedeniyle haklarındaki davanın düşmesine karar verdi.

Mütalaadan

Davaya ilişkin açıklanan mütalaada, "gizli tanık Çelik" olarak ifade edilen kişinin, Kamile Kayır’ın DHKP-C silahlı terör örgütünün üst düzey sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğünü söylediği, örgütün sözde üst düzey yöneticileri Şafak Yayla, Hünkar Derya Güneş ve diğer isimlerle kurumlardaki gizli odalarda birebir görüşmeler gerçekleştirdiği kaydedildi.

Mütalaada, sanık Kayır’ın yakalandığı sırada örgütün sıkça kullandığı sloganları attığı, yanında bulunan dijital materyalleri imha etmeye çalıştığı vurgulanarak, gözaltında kaldığı sürede açlık grevi yapması ve rahatsızlandığında tedaviyi kabul etmemesiyle örgütte üst düzey yönetici olarak görev yaptığının belirlendiği aktarıldı.