ANKARA (AA) - Dairenin kararına göre, Zonguldak'ta kaçak olduğu gerekçesiyle 2013'te imha edilen bir maden ocağı, 2 kardeş tarafından gerekli önlemler ve izinler alınmadan yeniden açılarak işletilmeye devam edildi. Madende, 2014'te göçük yaşanması sonucu işçilerden biri hayatını kaybetti.

Olaya ilişkin Zonguldak 3. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada sanıklar, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 85'inci maddesinde belirtilen ve suçu işleyene 2 yıldan 6 yıla kadar hapsi öngören "taksirle ölüme neden olma" suçundan yargılandı.

Mahkeme, sanıklardan birini asli kusurlu bularak 3 yıl 4 ay, diğerini ise tali kusurlu bularak aynı suçtan 1 yıl 8 ay hapisle cezalandırdı.

Yerel mahkemenin kararına itiraz edilmesi üzerine dosya Yargıtay'a geldi.

Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesi, "eksik ceza tayini" nedeniyle sanıklara verilen cezayı az bularak, yerel mahkemenin kararını bozdu. Dairenin kararında, meydana gelen ölüm olayında her iki sanığın da asli kusurlu olduğu vurgulandı.

Sanıklara verilen cezanın, işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak verilmesi gerektiğine işaret edilen kararda, bilinçli taksirle işlenen suçlarda verilen cezanın üçte birinden yarısına kadar artırılmasını öngören TCK 22/3'üncü maddesinin uygulanması gerektiği belirtildi.

Kararda, şunlar kaydedildi:

"Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, olaydan sonra sıcağı sıcağına alınan tanık işçi beyanları ile kolluk kuvvetleri tarafından tutulan araştırma tutanağına göre sanıkların suça konu maden ocağını beraber işlettikleri anlaşıldığından, iş güvenliğine yönelik alınması gereken tedbirlerin yerine getirilmesi, yasal izinlerin alındıktan sonra teknik sorumlular eşliğinde ocak çalıştırılması gerektiği halde, kaçak olarak çalıştırılan ocakta yeterli tahkimat yapılmaması nedeniyle meydana gelen kazada bilinçli taksirle hareket ettiğinin, dolayısıyla hakkında hükmedilen cezadan TCK'nin 22/3'üncü maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken alt sınırdan hüküm kurulmak suretiyle eksik cezaya hükmolunması isabetli görülmemiştir."

Muhabir: İsmet Karakaş