Anavatan Partisi Genel Başkanı İbrahim Çelebei yaptığı açıklamada, Türkiye içine düştüğü bu siyasal, sosyal ve ekonomik bunalım ortamından bir an önce kurtulmanın yolunu bulmalıdır. Bu yolu açacak olan da her şeyden önce siyasal parti ve liderlerin kendi iktidarlarını korumak adına kutuplaşmayı bir siyasal varlık, beka ve konsolidasyon aracı olarak sıkı sıkıya tutundukları kimlik siyasetinden bir an önce vazgeçmeleri ve milleti ortak değerler etrafında yeniden birleştirecek bir siyasal anlayışa yönelmeleridir. 

İnsanların birbirine ve kendilerini yöneten ve yönetmeye talip olanlara inanmadığı, güven duymadığı bir ortamda sorunlara çare üretecek, böylece ülkeyi düze çıkaracak bir siyasal başarı elde etmek mümkün değildir. Türkiye’de siyaset yapan herkes şunu çok iyi bilmeli ve anlamalıdır ki, Türkiye hiç kimsenin siyasi ikbaline araç ve kurban edilecek bir ülke değildir. Mevcut siyaset sistemi, bir yandan ortaya konan hayali tablolar ve diğer yandan yazılan felaket senaryoları ile ülkeyi ve ülke insanını gerçeklerden koparmaktadır. Bu kopuş, Türkiye’nin acil çözüm bekleyen sorunlarını kronikleştirmekte ve çözümsüzlüğü bir kader haline getirmektedir. 


Hiç kimsenin bu sorumsuzluğun bedelini ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ne de milletimize ödetme hakkı yoktur.  Bugün aklı selim her siyasetçi sorun üretme veya sorunlar üzerinden siyaset yapma alışkanlığını terk etmek; en az karşıtlıklar üzerine inşa edilen ve tek hedefi iktidarı elde tutmak ya da ele geçirmek olan ittifak çabalarında gösterdiği performans kadar gerçekçi ve çözüm odaklı politikalar konusunda da bir irade ortaya koymak zorundadır.Erken seçim rüzgarlarının estiği bir ortamda, hem iktidara hem de muhalefete güven duymayan ağırlıklı bir seçmen kitlesinin varlığı, milletimizin siyasi kurum ve liderlerden daha açık bir bilince ve gerçekçi bir bakış açısına sahip olduğunun açık bir göstergesidir.


Kimliği ne olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesin ortak ideali ve beklentisi eşit hak ve özgürlükler temelinde kalkınan, müreffeh bir Türkiye’de huzur ve güven içinde yaşamaktır. Bu ortak ideal Türk siyasetinin tek rehberi olmalıdır. Siyasi saiklerle toplumsal katmanları birbirine düşman ederek, huzur ve barış içinde bir arada yaşama geleneğine hançer sokarak ülkenin ve ülke insanının direncini kırmak en hafif tabiriyle ihanettir.Bugün hepimiz tarihi bir görev ve sorumlulukla karşı karşıyayız. Siyaseti bir ayrıştırma ve çatışma aracı değil, ortak hedeflerimiz için ortak bir mücadele alanı haline getirmek zorundayız. 


Ötekisi olmayan tek parti olarak Anavatan Partisi’nin öncelikli misyonu budur. Geçmişte her kimlikten insanı ortak bir ideal etrafında bir araya getiren, müreffeh bir ülkede bir arada ve beraber yaşama ülküsüyle Türkiye’ye çağ atlatan Anavatan Partisi, bugün Türkiye’nin ihtiyaç ve beklentilerine cevap verecek mahiyette aynı ideali paylaşan herkesin bir çatı altında toplanacağı tek karargahtır.
Biz sorumluluğumuzun ve bir siyasi kurum olarak ülke adına taşıdığımız vebalin farkındayız. Bu farkındalık bile tek başına diğer siyasi oluşumlardan farkımızı açıkça ortaya koymaktadır. 
Bugün bizi aktif siyasetten uzak tutmak adına her platformda sergilenen çabanın gerekçesi de budur. Mevcut statüden siyasi fayda sağlayan ve kendi bekasını statünün devamında görenler için Anavatan Partisi en büyük tehlikedir. 


Ancak hiçbir dönemde statükoya teslim olmayan, aksine statükoya rağmen ilkelerinden taviz vermeden yoluna devam eden Anavatan Partisi bugün de aynı azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir.Anavatan Partisi’nin dayandığı tek kuvvet milletin ta kendisidir ve buradan aldığı güç herkese ve her şeye rağmen her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek kudrettedir.Anavatan Partisi ne onun ne bunun partisi değildir. Anavatan Partisi bütün Türkiye’nin partisidir.Gelin yeniden büyük ve güçlü Türkiye için hep birlikte mücadele edelim.