Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nu ziyaret etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu'na Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu ile Genel Sekreter Selin Sayek Böke eşlik etti.

Merkez Bankası bir cumhuriyet kurumu, cumhuriyet sözcüğü iki yerde geçiyor kamu kurumları arasında; bir, cumhuriyet savcıları için, bir de Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası için. Burası bağımsız bir kurum. Fiyat istikrarından sorumlu olan bir kurum. Kurumun bağımsızlığı sadece bizim için değil, dünya finans piyasaları için de son derece değerli ve önemli. Sıcak siyasetin Merkez Bankasına müdahale etmesini asla istemedik ve istemiyoruz da. Bu düşüncemizi Sayın Başkan’a da ifade ettik. Ayrıca Merkez Bankasının yetkilerinin kararnamelerle alınıp başka bir kuruma verilmesinin de doğru olmadığını, özellikle Fiyat İstikrar Komitesine vurgu yaparak da ifade ettik. Merkez Bankasının iyi bir kültürü var, cumhuriyet tarihi boyunca bu kültürü adım adım oluşturmuş vaziyette, bu kültürün yok olmamasını istedik. İyi bir kadrosu var, kadronun korunması gerektiğini istediğimizi, bu konuda da elimizden gelen her türlü yardımı da yapabileceğimizi de ifade ettik, Merkez Bankasının kimliğinin, kişiliğinin korunması açısından.


Değerli arkadaşlarım, fiyat istikrarı konusunda, sizler de zaten günlük hayatta yaşıyorsunuz, zam yağmuru geliyor zaten, arka arkaya geliyor. Dövizin kontrol edilememesi, Türk lirasının sürekli değerkaybetmesi bizim açımızdan da, sokaktaki vatandaş açısından da, sanayici açısından da bir sorun olarak önümüzde duruyor. Bu konudaki hassasiyetimizi büyük ölçüde ifade ettik. Son 45 günde, Türk lirası yüzde 10 değer kaybetti. Bu rakam ciddi bir rakam. Yani 45 günde Türk lirasının bu kadar büyük değer kaybetmesi fiyat istikrarının olmadığını gösteriyor ve bunun yansımaları sokaktaki insana gelecek, sokaktaki insan bunun yansımalarından büyük ölçüde etkilenecek. Esnafından tutun, taşeron işçisine kadar veya işçiye kadar veya işsizlere kadar mutfağı büyük ölçüde etkileyecek bu.
Gördüğümüz tablo şudur; bugüne kadar hep vatandaşın ağzında bir lokma vardı, lokmayı almaya çalışıyordu mevcut hükümet. Şimdi mutfağındaki tencereyi de almaya çalışıyor. Dolayısıyla önümüzdeki süreç bir zam yağmuru olarak vatandaşın önüne gelecek. Bu konudaki bütün duyarlıklarımızı, hassasiyetimizi bir şekliyle ifade ettik. Bunu da ifade etmek zorundaydık zaten. Çünkü bu ülkede her vatandaşın hakkını, hukukunu, geleceğini savunmak iktidarın görevi olduğu kadar muhalefet partilerinin de görevidir. Bu konudaki bütün duyarlıklarımızı bir şekliyle ifade ettik değerli arkadaşlarım.
Dövizin sürekli Türk lirası karşısında yükselmesi ya da Türk lirasının değer kaybetmesinin endişelerini de ifade ettik. Çünkü önümüzdeki kış, az önce söyledim, bir zam yağmuru gelecek; elektrikten, akaryakıttan, doğalgazdan tutun hemen hemen her alanda ciddi sorunlar çıkabilir ve bu konuda ben grup toplantısında bir Karakış Fonu oluşturulması gerektiğini ifade etmiştim. Burada da ismi karakış olmayabilir ama fakirin, fukaranın hakkını, hukukunu korumak açısından, onların pahalı elektrik, pahalı doğalgazla karşılaşmamaları açısından, en azından bütçelerine belli zaman dilimleri içinde katkıda bulunmak için bir fonun oluşturulması gerektiğini ifade ettim. Bu fon mutlaka olmalı aksi halde bu kış vatandaşlar için çok kötü olacak, bunun da altını özenle çizmek isterim.


Merkez Bankasının bağımsızlığına müdahale eden kişinin Erdoğan olduğunu ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz, Mısır’daki sağır sultan da biliyor. Faiz oranları düşsün veya faiz oranları şu seviyeye insin diye ilk bilgiyi veren, kamuoyunu bilgilendiren kişinin veya bu konuda talimat verdiğini söyleyen kişinin Erdoğan olduğunu biliyoruz. Buradan Erdoğan’a açık ve net çağrı yapıyorum: Lütfen Merkez Bankasının kurumsal kimliğine saygı göster ve Merkez Bankasının faiz yükselir mi, faiz düşer mi bu konuda kararı sen değil bu konuda kararı liyakatli kişiler versinler. Eğer onlar bu kararı verebilirlerse o zaman dünyada pek çok finans kuruluşu da doğal olarak Merkez Bankasına saygı gösterecektir. Bugün bu kararı büyük ölçüde Erdoğan’ın verdiğini ben de biliyorum, herkes biliyor, pek çok finans çevresi de bunu biliyor. Dolayısıyla sıcak siyasetin buraya girmesinden rahatsızız ve bu rahatsızlığımız bir şekliyle dile getirildi.