BURSA (AA) - Mahallenin güneybatısında, Uluabat Gölü kıyısına oldukça yakın mesafede bulunan Kız Ada'da Helenistik dönemden kaldığı düşünülen, zamanla tahrip olan ve üzeri kapanan tapınakta bu yıl başlatılan kazılarda, yapının kısmen ortaya çıkmasıyla daha fazla bilgiye ulaşılıyor.

Kazı ekibi, alana ilişkin 19'uncu yüzyılda bazı araştırmacılar tarafından yapılan çizim üzerinden kalıntıları açığa çıkarmaya çalışıyor.

Kazı başkanı ve Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derya Şahin, AA muhabirine, modern adı Gölyazı olarak geçen yerleşimin antik dönemde Apollonia ad Rhyndacum Antik Kenti olarak bilindiğini söyledi.

Şahin, alanın 1800'lü yılların sonlarına doğru bazı araştırmacılar tarafından keşfedildiğini ve kalıntıların taslak planlarının çizildiğini ifade etti.

Bölgenin 19. yüzyılın sonlarından itibaren bilinen bir yerleşim olduğunu ve bugün Kız Ada olarak adlandırıldığını belirten Şahin, "Kız Ada dediğimiz yer Apollon kutsal alanı olarak tanımlanıyor. Yani antik dönemde tanrı Apollon için adanmış ve etrafı bir temenos surlarıyla çevrilmiş, içinde bir tapınağın bulunduğu, etrafında stoanın yer aldığı yapı kompleksi, kutsal alan içerisindeyiz." diye konuştu.

Şahin, alanda 2000'li yılların başında Serdar Aybek ve Ali Kazım Öz tarafından yüzey araştırması yapıldığını dile getirerek şunları kaydetti:

"O dönemde alanla ilgili çok kısa neticeler yayınlanıyor ancak kazı çalışmalar yapılmadığı, alanda çok yoğun bitki örtüsü olduğu için yapıya dair çok fazla veri elde edilemiyor. İlk defa 2017 yılında, Bursa Müze Müdürlüğü başkanlığında, Bursa Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü bilimsel danışmanlığında ve yine Nilüfer Belediyesinin destekleriyle bazı noktalarda sondaj çalışmaları yapılıyor ve yapılara dair veriler elde edilmeye başlanıyor. Sonra bir süre alanla ilgili çalışmalar duruyor."

"Tapınağa dair daha fazla veri elde etmeye başladık"

Geçen yıl tekrar Bursa Müze Müdürlüğü başkanlığında çalışmalara başladıklarını aktaran Şahin, şöyle devam etti:

"Bu yıl Cumhurbaşkanlığı kararı, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle kazıları sürdürüyoruz. Burada artık tapınağa dair daha fazla veri elde etmeye başladık. Amacımız, alanda gerçekten 19'uncu yüzyılda yapılan çizimlere dair buluntuların olup olmadığını görmek, adada buluntular ve yapıların tarihiyle ilgili verileri elde edip yayınlanmasını ve halkımızla paylaşılmasını sağlamak. Adanın ziyaretçilere de açık hale getirilmesini sağlamak öncelikli görevimiz arasında yer alıyor. Çünkü Gölyazı'da yoğun turist ziyareti de söz konusu ve insanlar kayıklarla geziler yapıyor. Biz onları gezilerinde kültür varlıklarıyla da buluşturmak istiyoruz."

"Devşirme malzeme olarak kullanıldığını biliyoruz"

Şahin, tapınaktaki bazı parçaların zamanla Gölyazı Mahallesi'ne taşınarak devşirme malzeme olarak kullanıldığına tanıklık ettiklerini aktardı.

Kutsal alanın kronolojik süreci hakkında bilgi veren Şahin, "Tapınaktaki duvarların özelliklerine baktığımızda Arkaik döneme kadar gidebilen ve süreç içerisinde sıklıkla genişletilerek daha geniş bir tapınağın elde edildiğini görebiliyoruz. Tapınağın üst mimari elemanlarına dair, yine korniş buluntularına dair alanda tespit ettiğimiz mimari parçalar var ve bir kısmının da yerleşimde yine sur duvarlarında devşirme malzeme olarak kullanıldığını biliyoruz." ifadelerini kullandı.

Şahin, çalışmaların devam ettiğini, 5-10 yıl içerisinde adadaki yapılanma, tapınak ve etrafında var olduğu tahmin edilen stoa ile tonozlu yapılarla ilgili ön bilgi edinilmesini sağlayacaklarını anlattı.

Muhabir: Elif Özlem Çelikler